23 Şubat 2009 Pazartesi

Sikayet Etmek : Ariza cikarmak yada Toplumsal gorev?

Bir taksiye bindiniz. Taksi sizi en kisa yol yerine biraz dolandirarak goturdu. Belki gec kaldiniz randevunuza belki fazla para odediniz. Ne yaparsiniz? Cogumuz taksiciye kufreder. Ya sonra? Hic bir sey. Cogu kisi "Amaan bana ne ben mi ugrasacagim ! " der birakir. Ve bunu dediginiz icin taksici size yaptigini baskalarina da yapmayi dener. Sikayet etmek bu gibi durumlarda uzerimize yuklenen toplumsal bir gorev. Sizin yaptiginiz sikayet ile gosterdiginiz tepki ile o taksici yaptigi ise daha fazla saygi gostermek zorunda kalacaktir. Bir tek taksi degil, kamusal hizmet aldiginiz her yerde bunu gostermemiz gerekiyor.
Sinemaya gidiyoruz, 21:10 da baslamasi beklenen film saat 22:00 de basliyor. 45 dakika reklam gosteriliyor sinemada. Insanlar artik islik calarak, ayaklarini yerlere vurarak tepki gostermeye basladilar ki reklamlar bitti film basladi. 10 ytl verip de ustune 45 dakika reklam izlemek hic hos degildi yani.
Toplumlarda bunun gibi yazilmamis kurallar aslinda bu tip sikayetlerin tepkilerin sonucunda olusurlar. Bir kusura rastladiginizda onu duzeltmek icin caba sarfetmezseniz o kusurun da degismesini bekleyemezsiniz.
Bugun bir misafirimi Bilkent'ten Alman Buyukelciligine goturen taksici Elciligin yanlis kapisina birakmayi denemis ardindan dogru kapisini bulmak icin fazladan yol gitmis. Misafirim elcilikteki randevusunu kacirabilirdi, fazladan odedigi taksi parasi da cabasi. Taksi duragini arayip durumu anlattim. Gerekeni yapacaklarini soylediler. O sofore sert bir uyari belki bir ceza, bunu diger yolculara yapmasini engeleyecektir.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir sinema işletmecisi olduğumuzu düşünelim. Firmanın birisi gelip yayınlatacağı reklam karşılığında muhtemelen bir salon dolusu insanın bilet parasından daha fazla para teklif ettiğinde hayır mı diyeceğiz. Hiç zannetmiyorum.

Bilkent gibi yerlerde taksi durağına telefon açıp şikayet etmek eminim çok kolaydır. Fakat bir dahaki sefere Ulus'tan hatta Aşti'den bindiğiniz taksiciye laf söylemeyi deneyin bakalım neler olacak. Akıl ve mantık sahibi herkes bir ortalama bir taksiciye çatmadan önce koltuğun altındaki haydar (bkz. levye) faktörünü hesaba katacaktır. Haydar'ın devreye girdiği esnada durumu farkeden diğer taksicilerin de olaya müdahil olması (bkz. toplumsal olaylar, Türk milletinde hemşehri, iş arkadaşı, komşu vs. dayanışması) gibi ihtimaller, her mantıklı insanı bir 'la havle' ile olayı en üst merciye havale etmesini gerektirir. Mevzu bahis kişiler Aşti-Bilkent arasına (ki şu sıralar yaklaşık 25 TL tutmaktadır) kısa mesafe diye burun kıvırmaktadır. (Haydar bu konuda ne düşünüyor acaba?)

Hasılı, kişinin vicdanı esastır. Günümüz şartlarında bu duruma itiraz etmek her ne kadar gerekli ve doğru ise de, mantıklı değildir. Efendim siz kendi çocuğunuzu düzgün yetiştirin, bir de bu tip durumlarda karşı taraf olduğunuzda aynı şekilde davranmayın (bkz. turp, salatalık, marul) bakın toplum nasıl da düzelivermiş. Yoksa yok yere Haydar Bey ile müşerref olursunuz. belki akşam haberlerine çıkarsınız. Başka da birşey olmaz. (bkz. dışkı, kazurat)

Unknown dedi ki...

Bana dokunmayan yilan bin yil yasasin mantigi mi? Haydardan korkalim mi yani ? Sinemacinin bizi kaziklamasina tepki gostermeyelim mi?
Bu yilan belki bizi sokmuyo ama baska seyler yapiyo merak etme..