15 Mayıs 2007 Salı

ÖTEKİ VE DİĞERİ

Türk Dil Kurumu sözlüğünde öteki sözcüğünün anlamı şöyle:
1 . Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer:
"Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!"- M. Ş. Esendal.
2 . Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan.
diğeri sözcüğünün anlamı ise:
Ötekisi, başkası.
Yazımızın anafikri bu iki 'eşanlamlı' sözcüklerin arasındaki fark. Bu fark aslında tamamen psikolojik ve subjektif bir fark ama bu subjektifliğin konunun temeliyle ilgisi yok.

'Terbiyesiz Muhtar' başlıklı yazımda bahsettiğim olaydan sonra bu yazıyı yazmaya başlayıncaya kadar gün boyu düşündüm. Acaba hatalı mı davrandım tepkimi abarttım mı diye ama hayır tepkim etkiyle aynı orandaydı. Yapılan telkine karşı çıkmam beni bir anda 'öteki' yapmıştı yani önem ve konum bakımından uzakta idim 'diğeri' yani farklı düşünen 'diğer bir vatandaş' değildim artık. Beni onun gözünde bu kadar çabuk 'öteki' yapan neydi? Halbuki beni hiç tanımıyordu fikirlerimi uğraşlarımı zevklerimi bilmiyordu benim hakkımda ismim dahil hiç bir şey bilmiyordu. Ama tek bir cümlem onun için 'öteki' olmama yetmişti.

İnsanlar hep birbirlerinden farklı olmuştur. Ortak noktalar vardır elbette ama her insan farklı güler farklı ağlar farklı sevinir farklı düşünür, bunlar bir toplumun zenginliğidir. İnsanlar birlikte yaşar, 'diğeri' ile aynı hayatı paylaşır, aynı bakkaldan alış veriş yapar aynı binada oturur yaşaması için hep 'diğerlerine' muhtaçtır. Bu muhtaçlık insanları bir arada tutar ve birlikte yaşarız. Ama ne zamanki bir toplumda 'diğer'leri 'öteki'ler olmaya başlar o zaman o toplum için çok tehlikeli bir süreç başlamıştır.

Yıllar boyunca Anadolu'da biri diğeri için hep diğeri idi 70'li yıllarda 'sağcı' 'solcu için 'öteki' oldu 'solcu' da 'sağcı' için. 80'lerde ise aynı durum 'Türk' ve 'Kürt' için oldu.

Neden?
Bu yazımızda buna değinmeyeceğiz.

'Öteki' olmak ne demek esas konumuz bu.

Bizden farklı olan bizim için 'öteki' olmaya başladığında bizden uzaklaşıyor, aramızdaki farklılıklar bizi daha çok rahatsız etmeye başlıyor. Bizim gibi düşünmüyor bizim gibi yaşamıyorsa onu anlamaya çalışmamaya başlıyoruz hatta bir süre sonra ondan nefret etmeye başlıyoruz toplum kamplara ayrılıyor, birbirinden nefret eden kamplar oluşuyor toplumda. Bir süre sonra ise birbirinden nefret eden bu kamplar birlikte yaşamakta zorlanıyor.

Sözlüğe bakarsak bu iki kelimenin eşanlamlı olduğunu görürüz yani aslında ötekileştirdiğimiz insanlar bizim için ötekileşmeden önce de vardı ve biz onlara diğeri diyorduk ve birlikte kardeşçe yaşıyorduk. Toplumdaki bu ayrışma da bu iki sözcüğün anlamlarında yaptığımız ayrışma kadar yalan aslında.

Sözlükte ne yazarsa yazsın sözcükler aslında bizim beynimizde onlara verdiğimiz anlamlarla vücut buluyorlar. Bu ayrışma da aslında bizim beynimizin bize oynadığı bir oyun. Gerçek olan şu ki hiç kimse diğeri için 'öteki' değil.

Hiç yorum yok: