23 Temmuz 2007 Pazartesi

Seçim Sonuçları

22 Temmuz geldi genel seçimler yapıldı. %80 lik bir katılım oranıyla oyumuzu kullandık. AKP %46.6 lık oy oranı ve 341 milletvekili çıkartarak tek parti iktidarı olarak görevine devam etti. Türkiye'de ilk defa bir iktidar partisi girdiği seçimlerden oyunu arttırarak çıkmayı başardı. Milletvekili sayısı düşmesine rağmen oy oranını arttırması ve meclisteki temsil oranının %85'lere çıkması önceki meclis tablosuna getirilen meşruiyet eleştirilerinin de azalacağını gösterdiği gibi daha sağlıklı bir meclis yapısının da oluştuğu izlenimini veriyor.
Nedenler tabiki var her sonucun nedenleri vardır ama bugunkü yazımızın konusu bu değil. Aslında ortada çok ciddi stratejik hatalar var yazılması gereken, özellikle muhalefet partilerinin aleyhlerine işleyecek polemikleri başlatması gibi.
Bugunkü konumuz aslında hemen tartışılmaya başlanan cumhurbaşkanlığı seçimi ve muhtemel Baykal istifası.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri meclis gündeminin ilk konularından birisi. Muhtemelen meclis başkanlığı seçimlerinin ardından cumhurbaşkanlığı seçimleri meclis gündemine gelecek.
Anayasa Mahkemesinin kararı sonrası hepimizin malumu ilk iki turda 367 milletvekilin meclisde bulunması gerekiyor. Aksi taktirde seçimler yenilenecek.Meclise baktığımızda cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül olsa bile bu oylamaya katılması kesin görünen AKP milletvekilleri ve Sivas bağımsız MV. Muhsin Yazıcıoğlu. Yazımızın esas konusu da stratejik olarak diğer partilerin olası hareketleri tartışmak.
Aslında esas problem diğer partilerin hareketi değilde diğer 190 milletvekilinden kaçının bu toplantıya katılmayacağı. Öncelikle MHP'nin seçim kampayalarına baktığımızda cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP nin CHP'nin geçen seferki sert tutumunu göstereceğini düşünmüyorum. Mecliste 20 nin üstünde milletvekili ile temsil edilecek DTP ise bu konuda bir şey söylemiş değil. Elimizde bu datalar varken AKP'nin CHP ile uzlaşmaya gitmeyeceğini ve Abdullah Gül'ün adaylığında ısrar edeceğini varsayarak biraz spekülasyon yapalım.
1- DTP açısından bakarsak: DTP seçime bağımsız adaylarla girdi ve bu konuda ciddi sıkıntılar yaşadı, bunların en başında ise birleşik oy pusulaları vardı. Oyların koordinasyonu en büyük problemdi ve bu milletvekili sayılarını etkiledi. Öte yandan AKP'nin seçimde güneydoğu anadolu bölgesinde oylarını beklenmeyen şekilde arttırması ise seçimlerin tekrar edilmesini göze almalarını zora sokacaktır. İşin maddi boyutunu da düşünürsek bunu göze alabileceklerini düşünmüyorum. Bir diğer nokta da AKP'nin oylarını arttırmasında halka cumhurbaşkanlığı seçiminde mağdur olduklarını çok başarılı bir şekilde anlatmasına neden oldu. İkinci bir mağduriyet durumu ise onların zararına olacağını görmeleri gerekir ve göreceklerdir.
2- MHP açısından bakarsak: Yapılan stratejik hataları bir kenera bırakırsak terörün seçim sürecinde artmasını oya çevirdikleri bir gerçek. Seçim kampanyalarının en önemli iki konusu da terör ve yükselen ABD ve AB karşıtlığıdır. Gerçekçi olmak gerekirse kitlelere hitap etmediklerini gören bir parti MHP. Kitlelere hitap etmenin de belkide tek yönü ekonomik vaatlerdir. Buna daha sonra değineceğiz. Burada bakmamız gereken en önemli husus DP'nin başına gelenlerdir. DP'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde takındığı tavrın bu seçimlerde yaşadığı hezimetin tek nedeni olduğunu söyleyebiliriz. MHP'nin de oy aldığı seçmen tabanının DP'ninkine yakın olmasını göz önüne alırsak yeni bir seçim istemeyeceklerini düşünebiliriz istemeyeceklerdir de aksine böyle bir durumda barajı geçmeleri bile sürpriz olur. Bu nedenlerle MHP nin cumhurbaşkanlığı seçimine aday kim olursa olsun katılacağını düşünüyorum.
3- İşin bir de maddi boyutu var. Milletvekili seçilmek pahalı bir iş. En az 100 bin ytl para harcamanız gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda ise bu meclisde yeni bir seçimi göze alabilecek 185 tane milletvekili bulmanın çok zor olduğunu düşünüyorum.
Yazıma AKP'nin cumhurbaşkanı adayının da Abdullah Gül olacağını öngörerek yazımı tamamlıyorum. Bu öngörümü bir sonraki yazımda açıklayacağım.

Hiç yorum yok: