13 Ocak 2010 Çarşamba

Buyukelci ve Kaftan


Israil Disisleri Bakani'nin Turkiye'nin Tel-Aviv Buyukelcisi Oguz Celikkol'a yaptigi yakisiksiz davranis Turkiye ile Israil arasindaki zaten bozuk olan iliskileri kriz ortamina soktu. Aslina bakarsaniz davranis tam anlamiyla cocukca ve caresizligin eseri. Bu caresizligin baslica nedeni ise bolgedeki oteden beri en buyuk muttefik ulkenin size uluslararasi her ortamda posta koymaya baslamasi ve sizin dusman bildiginiz ulkelerle olan iliskilerini gelistirmes.
Ortadogu'nun tartismasiz en guclu ulkesi Turkiye. Hangi acidan bakarsaniz bakin bu boyle. Israilin bolgedeki gucunun iki kaynagi var. Ilki arkasinda gordugu sorgusuz sualsiz Amerikan destegi digeri de sahip oldugu askeri guc. Askeri gucunun de arkasinda ABD var kuskusuz. Son bir kac yildir Israil bu destekten suphe duymaya basladi. Bolgedeki dengelerin degistiginin herkes gibi onlar da farkinda. Bu dengelerin degismesindeki bir etken de Turkiye'nin uyguladigi politikalar. Son donemde Turkiye, Ortadogu politikasinda ABD ve Israil'in dumensuyuna gitmeyi birakip, bu gucleri de gozeterek kendi politikalarini uygulamaya basladi. Butun tehditlere, aba altindan sopa gostermelere aldiris etmeden Iran ile dogalgaz anlasmasi imzaliyor, Suriye ile vizeleri kaldiriyor. Son olarak Urdun ve Lubnan'la da vizeleri kaldirarak bolgenin hamiligine soyunuyor. Vize kaldirmak basit bir eylem olarak gorunse de aslinda sonuclari cok hayati olan onemli bir faktor. Cengiz Candar'in da dunku yazisinda belirttigi gibi Turkiye, Israil'i cevreleyen uc ulke ile vizeleri kaldirarak Israil'e karsi ortak bir cephe olusturdu. Kendi ekonomik sorunlariyla ugrasan ABD eskisi kadar guclu degil Ortadogu'da. Bu gelismeler Israil'i korkutucu bir yalnizliga itiyor. Buyukelcimize yaptigi cocukca ve kustahca davranisin nedeni de bu. Buyuk devletler boyle seylere cok kulak asmazlar. Biz de oyle yaptik. Ayni davranisi Israil buyukelcisine yapmak yerine uyardik, elcimizi cekebilecegimizi soyledik. Israil'den gelecek ozur ile sorun cozulecektir. Turkiye ile kavga etmeyi goze alacak durumda degiller cunku.
Son olarak yandaki fotografi gorunce, Omer Seyfettin'in Pembe Incili Kaftan adli eseri aklima geldi. Ozetle Sah Ismail'e mektup goturen Muhsin Celebi, sahin huzurunda oturacak yer olmadigini gorunce, sirtindaki paha bicilmez kaftani cikarip ustune oturur. Sahin huzurundan ayrilirken de kaftani yerden almaz ve der ki biz Turkler yere serdigimiz seyi sirtimiza koymayiz. Buyuk devlet olmak icin once o buyuklugu icinizde hissetmeniz lazim. Bunun bilincinde olup ona gore davranmamiz lazim. Buyukelcimiz de keske orda pisiriklik yapmasaydi da gereken ne ise onu orada uygulasaydi. Ibranice konusmuslar anlamamis Oguz Bey. Tercumani da mi yokmus? Kac senedir orda gorev yapiyordu acaba ne kadar ogrendi gorev yaptigi ulkenin dilini?
Turkiye son donemde buyuk devlet olma iddiasini ortaya koydu. Devlet kademelerinde gorev yapan herkesin bu bilincle hareket etmesi gerekir.

2 yorum:

mustaid dedi ki...

israil bölgenin en önemli aktörlerinden ise ve ibranice diye bir dil varsa büyükelçinin bu dili bilmesi veya tercümanla birlikte gitmesi şarttı. orası boştu oraya oturdum diyor. elinin sıkılmadığını göre göre nezaketsizlik hissetmediğini söylüyor. oturuşu is kısa etekli lise kızlarının iki elini dizinde birleştirerek oturması gibi. vücut dili de mi bilmiyorsun be adam ibranice bilmiyorsun hadi.

efia dedi ki...

Son derece güzel oldu.aynaya bakmamızı sağladı.Daha geçen hafta sayın DAvutoğlu,büyükelçilerin görev yaptıkları yerin yerel dillerini öğrenme zorunluluğunu dile getirmişken, bugün böyle bir olayla karşılaşmamız, bize, 86 yıldır dış politikada niçin bir gram yol katedemiğimizi çok da güzel bir şekilde açıklamaktadır.
Dış İşleri Bakanlığının ne derece kritik bir bakanlık olduğunu daha yeni yeni anlamaktayız.(Bakanlık demişken, Cemil Çiçekin turizm bakanlığı, Deniz Baykalınenerji Bakanlığını yaptığını düşünürsek, bakanlıkların da ne derece mühim olduğunu hatırlarız)
Ayıp olan,bizim küçük koltuğa oturmamız değil(O israilin ayıbı, kedi gibi kabarmakla güçlü ve büyük olunmaz)elçinin ibranice bilmemesidir.Ki kendisi için ortadoğu uzmanı denilmektedir.
Aynı ayıbın bir benzeri de dış işleri bakanlığındadır:İbranice bilmeyen adamı niçin israile gönderiyorsun?İsrailin uluslararası ilişkilerde ne gibi bir rolü olduğu herkes tarafından malumken, Onların dilini anlayabilecek hiç elçimiz yok mu?
Hızlı trenin başına, 30 yıllık kamyon şöforü getirmek ne demekse, yerel dili bilmeyen ve öğrenemeyen bir insanı elçi olarak atamak da o demektir.