28 Haziran 2011 Salı

Oduncu : Pastoral Ekonomi Bölüm - 1

Evvel zaman içinde bir köy varmış bir dağın eteklerinde.
Köyün sakinleri son baharda kışın yakacakları odunları köydeki odun pazarından alırlarmış. Köyün oduncuları dağdan kestikleri odunları köylülere satarak geçinirlermiş.

Günlerden bir yaz günü meydandaki kahvede otururken köyün ileri gelenleri, Mehmet Ağa konuşmuş:
- Bu sene kış ağır geçecek!
Kendince sebepler ileri sürerek. Daha çok odun almam lazım diye de eklemiş. Yan masada oturan oduncu Hüseyin kulak kabartmış sohbete.  Hüseyin'i gören Mehmet Ağa sormuş:
- Ne kadar odunun tonu bu sene?
Valla beyim demiş oduncu Hüseyin: 'geçen sene 100'e veriyoduk bu sene daha ala-vere başlamadı pazarda.'
Mehmet Ağa odun fiyatının artacağını düşünerek kışın yakacağı oduna ödeyeceği parayı belirlemek için oduncu Hüseyin'e teklif etmiş:
-Sen bana eylülde satmak üzere oduna kaç para istersin?
Hüseyin şaşırmış.
-Beyim eylül gelsin hele. Kim öle kim kala.
Mehmet Ağa üstelemiş:
-Ben sana 200 lira kapora veriyim. Eylül ayında bana 10 ton odun lazım. Odunun tonuna 120 lira fiyat biçelim. Kalanını da odunu alırken veririm.
Hüseyinin kafası karışmış. Anlamaz böyle alengirli işlerden. Ağam demiş:
- Tasalanma odunsuz bırakmayız seni, ben anlamam böyle alavereden. Eylüle kadar hak var hayırlısı var.
Tamam demiş Mehmet Ağa.

Buna kulak kabartan rençber Ahmet lafa karışmış:
- Mehmet Ağa bak bu kış o kadar sert geçeceğe benzemiyor. Eylülde odunun tonu 120 lira etmez, bu alavereden sen zarar edersin.
- Yok yok çok sert geçecek, ben tedbirimi alayım da... Yarın pazarda diğer odunculara sorarım bakalım belki anlaşırım biriyle.
Ahmet inatçı adam. Dediğim dedik cinsinden. Üstelemiş:
- Değil 10 ton odunu, geçen kış yaktığın kadar da yakmazsın!
Mehmet Ağa da kalır değil:
- Ben tedbirimi alayım da..
Ahmet inat ya varmısın bahsine demiş:
- Eylülde odunun tonu 120 liranın üstüne çıkarsa aradaki farkı benden al.
Ama demiş Ahmet:
- 120 liradan ucuz olursa da bana verirsin on ton odundaki farkı.
Mehmet Ağa düşünmüş. Odunun fiyatını sabitliyorum demiş kendi kendine, aklına yatmış Ahmet'in iddiası tamam demiş. Şu 100 er lirayı da muhtara verelim emanet, eylül ayında kim karlı kim zararlı belli olunca ondan alır parasını.
Böylece Ahmet ile Mehmet Ağa anlaşmışlar. Kahvede oturanlar da merakla izlemişler olayı.
Gel zaman git zaman benzer iddialar da olmuş. Kışın çetin geçeceğini sananlarla ılık geçeceğini hissedenler iddialaşmış.

ikinci bolum

1 yorum:

Adsız dedi ki...

:)